31 Mayıs 2010 Pazartesi

Happy Face







Elektrik düğmelerinin üzerine 'sticker' yapıştırarak farklı suratlar yaratmak.. Çok çocukça.. Ve fakat, güzel mi? Bence güzel.. Yapar mıyım? Neden olmasın.. Benim yaratacağım yüzlerin alt resimdeki kırmızı kahküllü, uzun kirpikli, süslü olana benzemesi kuvvetle muhtemel.. Pek bir bayıldım çünkü kendisine...

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Back To The Nature


Günümüz modern insanı doğaya olan özlemini farmville üzerinden gidermeye çalışıyor.. Bense bu sanallığa direnen; haftada bir toprağa basmaya gayret eden, evindeki çiçeklerle konuşan, hafta sonları sık sık 'countryside' geziler düzenleyen, yemek yiyecek restorant seçerken bile açık hava ve manzaralı olmasına dikkat eden grubun içindeyim. Yine de doğayla ilişkimiz git gide azalıyor.. O zaman doğayı evin içine getirsek ??
İleride bahçeli bir evim, bahçesinde de 3-5 tane ağacım olmadıkça, evin içinde buna benzer pastoral tasarımlar kullanacağım kesin.. Aslında olsa bile kullanabilirim..

Madi


Bali'deki tur rehberimiz. Dünya tatlısı bir adam.. İsmi Madi.. Aynı isimli bir kaç kişiyle daha tanıştığımız için ilk önce Ahmet, Mehmet gibi yaygın bir isim sandık.. Öyle değilmiş, 2. çocuk demekmiş, en alt sınıfta doğan bütün ikinci çocukların adı Madi'ymiş.. Birinci çocukların da Vayan.. Nasıl yani ??? Adamın adı yok..

18 Mayıs 2010 Salı

Bali



























Ben susayım, obfektifim konuşsun..:))

6 Mayıs 2010 Perşembe

Starsailor - Poor Misguided Fool

Bir şarkı bu kadar mı güzel, bu kadar mı naif, bu kadar mı dokunaklı, bu kadar mı içli, bu kadar mı duygulu olur, olurmuş.. Klibi de keza.. Ortaokulda bateri çalma maceramdan kalma olsa gerek, grup performanslarında ilk önce bateriste dikkat ederim.. Buradaki bateristte müthiş, bateri geçişleri de.. İnsanın ayağa kalkıp alkışlayası geliyor..

4 Mayıs 2010 Salı

Paris vs London


















Blanca Gómez' in sehir illustrasyonları.. New York versiyonu da var, o pek ilgimi çekmedi ama bunlara ba-yıl-dım.. Şu an hangisinde olmak isterdim emin değilim.. Paris'te kafelerde oturup şarap veya kahve içip güneşlenmek mi; Londra sokaklarında, misal 'high street kensington', bere ve atkı, elde şemsiye dolaşmak mı ? Burun farkıyla Londra önde sanırım, çünkü geçmişimiz daha bir anlamlı onunla.. Öncesinde 3 gun Paris de yapsam ???

Babasına Bak Kızını Al

Babam hayatı DIY olan insanlardan.. Yazlıktaki bahçemize musluk gerektiğinde su tesisatı döşeme takımı alarak (sadece bir kere kullanıldı) kendisi yapmıştı, tabi astar yüzünü bir hayli geçmişti.. Bağdaki eve demir kapı yapmak için kaynak makinası almışlığı da var.. Mutfağını da hazır mutfak alıp taktırmak yerine malzemeleri ayrı ayrı alıp, kendisi tasarlamış ve monte etmişti.. Astar ve yüz olayları bu diğer örnekler için de geçerli.. Bana pek bir garip geliyordu bu durum başlangıçta.. Ne değişti de bir anda kıyafet almak yerine; dikiş makinası, bilimum dikiş kitapları, kalıplar, kumaşlar, iplik, makas ve diğer malzemeler derken, yarı fiyatina alacağım elbiseleri kendim dikmeye başladım.. Sanırım babasına bak kızını al durumu..